Elinizdeki “Kur’an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali”nin, Hz. Peygamberin “dinin direği” olarak buyurduğu namaz ibatemizdeki eksiklikleri tamamlamaya, bilmediklerimizi öğrenmeye vesile olmasını niyaz ederiz.
Kulluk gayesi ile dünyaya gönderilen insan için inanınız kul olmak en büyük imtihandır.
“Her nefis ölümü tadacaktır” buyuruyor Cenab-ı Hak, Enbiya Süresi’nin 35. âyetinde. ..
Ve Secde Süresi’nin 9. âyetinde, “...
Ona ruhumdan üflediğim zaman hemen ona secdeye kapanın” emrini buyurmaktadır.
Yani ilk imtihanı bu mânâda melekler yaşamıştır.
Melekler bu emre mukabil Adem’e secde etmişler, yalnız İblis etmemiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle geçer: “Meleklere “Adem’e secde edin’demiştik,hemen secde ettiler; yalnız İblis diretti böbürlendi, inkârcılardan oldu.” (Bakara, 34).
İşte insan da, Allah’tan üflenen ruh sayesinde emri yerine getirirse, Hz. İnsan’dır.
Hatırdan çıkarmayalım ki, çamur kalıbı içindeki ruhumuz, bedenimizi istese de, istemese de terk edecek; bu sünnetullahtır; Allah’ın kanunudur.
Eğer o kalıbı dünyada iken biz terk etmezsek, 0 ölüm anında bizi zaten terk edecektir.
Hz. Adem (a.s.) dünyada iken terk etti, peygamber oldu.
Hz. Muhammed (s.a.v.) en mükemmel terk ile en mükemmel peygamber ve insan oldu. Peygamberlerin beden kalıbını terki, ihtiyari olmaktan ziyade, Allah’ın lutfu,keremi,ihsanı ve hidayeti sayesinde gerçekleşir. Bizim içinse, bir imtihan vesiledir bu.
Allah, Adem’in çamurdan kalıbı ile Zâtının tecellisini gizleyerek melekleri denemiştir. Meleklerin bu nükteyi kavrayarak Adem’e secde etmeleri esasen Allah’a secde etmeleri demektir.
İblis, Adem’in kalıbına takıldı, çamur kalıbına; ondaki eli göre. medi.
Biz de deneniyoruz ve “kulun Ademiyeti” ibadetle mümkün
olacaktır.
İbadet kulu varlıktan soyar,
Hak varlığına hazırlar.
O bakımdan ibadetsiz Hak bulunmaz ve ibadetsiz kul da olunmaz.
Yüce Allah, “Kulum Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak giderim buyuruyor.” (Buhari, Tevhid 50; Müslim, zikr, 2 (2675); Tirmizi, Da’vat, 142, 3598).
İbadetle kul Allaha yürürken, Cenab-ı Hak da ona koşacaktır.
Allah’ın kuluna koşması; kuluna Kendini tanıtması, tecelli etmesidir.
Kulluktaki samimiyet ve ısrar, Cenab-ı Hakkın kalbimize nazar etmesine vesile olur.
Ef’ali ile nazar ederse; fiillerini tanırız, fillerine arif oluruz.
Esması ile tecelli ederse, nazar ederse; isimlerini tanırız.
Sıfatı ile tecelli ederse, nazar ederse; sıfatlarını tanırız.
Zâtı ile tecelli eder, nazar ederse; Zâtını tanırız.
Tanımak ise,bundan sonra başlar. ..
İslam’ın beş şartındaki ve ibadetlerdeki esas, Allah’ı zikir ile O’nu tanımaktır.
Ta-Ha Süresi’nin 14. âyetinde, “Hakikaten Benim Ben. Allah; Benden başka ilah yoktur.
O halde, Bana kulluk et ve Beni zikretmek için namaz kıl” buyurulur.
Yine oruç, lıac, zekât.zikrullalı vs. ibadetlerde nükte, Allah’ı zikretmek, O’nu hatırlamaktır.
Eserin ana konusu olan namaz ibadetini ele alırsak; namaz,
mü’minin Allah ile buluşması, görüşmesidir. İmam Ali’nin nakletu'ğine göre, Hz. Peygamber, “Namaz dinin direğidir” buyurmuştur.
Peygamberimiz Mi’rac’da öyle bir âleme rastladı ki, bu âlemde meleklerin bazıları kıyamda Allah’ı zikrediyoı", kimisi rüküda, kimiSi secdede Allah’ı zikrediyor. Yani kainatm tamamında; gerek kıyamda, gerek rüküda, gerekse secdede Allah’ı zikreden taife vardır.
Dağlar kıyamda, hayvanlar rüküda, bitkiler kökleri ile secde halinde Allah’ı zikretmektedirler.
İşte namaz, kainatın zikrini insana yaptıran büyük bir ibadettir.
Bütün peygamberler namaz ibadetini huşü içinde yerine getirmiştir.
Hz. Davud’un (a.s.), namaz esnasında kalp atışlarının sesinin etrafındakiler tarafından duyulduğu malumdur.
İmam Ali Efendimiz, günde bin rekat namaz kılardı, İmam Hüseyin Efendimiz günde bin rekat namaz kılardı. İmam Zeynelâbidin günde bin rekat namaz kılardı.
Allah’m Sevgilisine sahabi soruyor: “Ya Resülallah! Namazı nasıl kılacağız? Emredildi ama nasıl kılalım?”
Resülullah ona, “Kur’an-ı Kerim’i açın okuyun, anladığınız gibi kılın” dememiş, “Benden gördüğünüz gibi kılın” buyurmuştur.
Cenab-ı Hak, Ahzab Süresi’nin 21. âyetinde, “Gerçek şu ki, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça ananlar için, Allah’ın Peygamberinde güzel örnekler vardır” buyurur.
Öyleyse, kulluk yolunda en güzel örnek Hz. Peygamber ve O’nun Ehl-i Beyt’idir.
Eser, Kur’an âyetlerine, Hz. Peygamberin hadîslerine dayanarak İmam Azam Ebu Hanife’nin fıkhını inceler.
Hz. Peygamberin, Ehl-i Beyt’in ve İslam büyüklerinin ibadetler-
ini ve özellikle namaz ibadetini nasıl eda ettiklerini bizlere ömeklendiren geniş çaplı bir çalışmadır.
Bunun yanında, büyük mezhep imamlanmız İmam Ahmed b. Hanbel’in, İmam Şafiî’ nin, İmam Malik’in ve İmam Ca fer es-Sâdık’ın ilgili hususlardaki fetva ve hükümlerine yer verir.
Bu ilmihalin hazırlanmasında başta muhterem eşim Ohnak üzere,emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Sünnî ve Şii dünyanın temel kaynakları ile şekillenen çalışmamızın İslam tevhidine,dirliğine vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederiz.
Yine niyaz ederiz ki; emeklerimiz
Yüce Allah’ın sonsuz rahmet ve bereketine, O’nun seçkin elçisi Muhammed Mustafa’sının (say.),
Ehl-i Beyt’inin ve O’nun ahir zamandaki müjdecisinin şefaat ve himmetlerine vesile olur.